1 Mart 2015 Pazar

dokular ve düzenler: mimarlığın ifade araçları..

doku bir araştırma problemi. ama tasarıma has bir araştırma problemi. tasarımın bu problemleri matematiğin problemlerine benzemiyor. öyle bakıldığında doku bir problem değil. doku bir araştırma alanı. esasında doku var da değil. yani özcü bir anlamda var değil. yoksa doku var ve üzerine konuşmakta ve kendisini araştırmakta haklıyız. çünkü bu doku diye adlandırdığımız karmaşık süreç ve etkiler tasarım için azami önemde. mesela dokunun ölçekleri var, üst ölçekteki düzenlerden örüntü düzenlerine ve oradan kaba dokulara ve ince pürüzlere kadar takip edebildiğimiz farklı ölçeklerde açığa çıkıp algımızı yönlendiriyor... esasında dokunun ölçekleri bir süreklilik takip edebilir ve algı sistemimiz açısından bu sorun oluşturmayabilir ama doku aynı zamanda oluşturulan, üretilen, kullanılan bir kurgu olduğu için biz asgari bir ölçekler grubu seçip problemi indirgeme yoluna gidiyoruz. ama bu indirgeme sorunu çözmemizi sağlamıyor, çünkü her bir ölçekteki her bir doku algısının belirmesine etki eden dinamik, karmaşık, heterojen ve açık uçlu bir etken grubu var. doku şüphesiz emercent. algımızda açığa çıkıyor ve ama bir bağlam içinde işliyor.. dokunun bağlamı var. doku algıya ait bir seri fenomenin ortak adı ve bu heterojen bir küme. doku algısını ve bu dokuların bağlam içinde birarada işleyişini, yani algıyı bütünleşik biçimde yönlendirmelerini çalışmak istediğimizde sınırlı sayıda ve kökensel bir takım mekanizmalar bulup işin içinden çıkmamız mümkün değil. bu alanda da, tasarımın tüm araştırma alanlarında olduğu gibi, kurallar kadar bağlamsal yorumlar, istisnalar ve kuralsızlıklar da işliyor. düzenlilikler ve tekrarlar önemliyse de bu tekrar edenler çok farklı kökenlerden gelebiliyor ve ne işlerse o.

düzenin matematiksel modellerini ortaya koymak nispeten kolay. dokunun matematiksel simülasyonlarını üretmek de üstesinden gelinmiş bir problem bugün. fakat bir fotoğrafa bakarak, tasarlanmış bir dokuyu, bağlamı içinde nasıl değerlendireceğimiz sorusu açık. doğası gereği açık. ve açık problemlere yönelik yapay zeka teknolojileri emekleme aşamasında... eksik çok. ama bir takım çalışmalar da yok değil. olasılıkçı modellerde ve ama dinamik bilgi yapıları içinde kurgulanarak biriktirilmiş bir dünya bilgisine ve bu bilgiyi kullanmamızı sağlayacak tekniklere ihtiyaç duyuyoruz. mesela google'ın (bkz. google books projesinin arka planı) ve IBM'in (watson) bu konuda çalışmaları var... esasında teknikler ortada ve herkesin kullanımına açık. en azından deneysel uygulamalar geliştirmeyi sağlayacak kadar veri de hiç derlenemez değil. ve ayrıca, dokuyu dijital ortamda tespit etmek ve değerlendirmek için bir seri teknik yaklaşık 20 yıldır CBIR (uzunu: content based image retrieval, bkz. google image search) denen bir alanda üstüste yığılmakta..

ve ama doku değerlendirmesinin de katmanları var ve bu dokunun ölçeklerinden farklı bir problem. çünkü doku da, mimarlığı ilgilendiren hemen her belirleyici bileşen gibi, bir binanın kavramsal kurgusuyla bağlantılı, bir kentin kültürel hayatıyla alakalı, bir mimarın kendi kişisel serüvenine ait, bir bireyin ruhsal dünyasıyla etkileşim içinde olabiliyor. işin hem ilginç hem zor yanı şu ki, doku, insanların bir gün aklına bir şekilde gelebilecek her şeyle potansiyel olarak ilgili... bu düşünsel ve ruhsal zenginliği hesaba katmadan dokuyu değerlendirmek üzerine bir araştırma problemi kurgulamak indirgemeci bir tavır olur. gel gör ki, bir araştırmanın pragmatik bakış açısından indirgeme kaçınılmaz. asıl soru neyi indirgeyeceğimiz ve neyi bir meydan okuma olarak karşımıza alacağımız. ve bu da araştırmanın dokusunu tarifliyor; metaforik bir kullanımla elbet. yazdan beri üzerinde çalıştığımız bir araştırmamız var ve doku problemi araştırmanın derin yönünü ve dolayısıyla durağını oluşturuyor.

Hiç yorum yok: