23 Ekim 2012 Salı

ilişkisel stüdyoya giriş için bir ilk karalama..

stüdyoyu bir hiyerarşi üzerinden sorunsallaştırmak bile ileriye atılmış bir hamle olacaktı. ama esasında katılımcıların çoğu bunun yetersiz bir tarif olacağını hissederler. hiyerarşide üst kademede anılanlar kontrolün kendilerinde olmadığını ve zaten kendilerinin zemini olan yürütücü diye bir töz bulunmadığını, daha karmaşık bir işleyiş olduğunu bilirler. öbür tarafta, bir tür diyalektik olarak iki terimli bir öğrenci-hoca kapışması da meseleyi açıklamak söz konusu olduğunda basit kaçar, zira her bir öğrenci ve her bir yürütücü sürekli başkalaşan davranışlar sergilerken, açığa çıkan çoklu pozisyonları eşzamanlı olarak işgal ederken, ya da daha detaylı bir anlatımla, hızlı gidip gelmeler üzerinden çok çeşitli pozisyonlar arasında bir ağ dokurken görülürler. bu ağ, esasında, örülmekte olduğu anda da sökülmektedir. ama belirli bir anda, güncellenme sıklığına (/hareketin hızına) bağlı olarak, tutarsız pozisyonları da biraraya katarak, bir tür pozisyonlar (/slotlar?) mekanı oluşturan (/açan?) bir arayüz olarak algılanacak kadar da kalıcıdır.

ajanlar üstlendikleri dış ve iç kaynaklı pozisyonlarca tariflenegelir. bu tariflemeler için pozisyonlar her bir tekillik (insan ya da kurum) tarafından üretilir (/açılır?). pozisyonlar, tarif şemaları (/formları?) oluşturacak şekilde, bir seri vasıf, görev, eylem barındırır. vasıflar çoklukla maniheist dikotomiler üzerinden işler (bunları üretir? bunlar tarafından üretilir?).

tüm farklı tariflere aynı anda atılmış bir acente olarak, her bir slottaki her bir formun (/şemanın) nasıl doldurulacağını yönetmeye çalışırız. dikotomilerin iyi yanında yer almak, en basitinden, dertsizdir. hani önemsemiyor olsak bile diğer herşeyin aynı olduğu durumda iyi yanı tercih ederiz.

Hiç yorum yok: