12 Ekim 2011 Çarşamba

aşması

elle tutulabilir, dokunulabilir ve sürtünülebilir dosyaları raflardan kutulara veya koridorlara aktarırken elle tutulamayan, dokunulamayan ve sürtünülemeyen dosyaları da harddisklerden flaş belleklere ve ordan da başka harddisklere aktarmaktaydım. neyin nerde olduğu belli değil. hangi kopyanın en yenisi olduğu, nerdeki hangi klasörün en güncel durumu barındırdığı belli değil. arşivim bir seri çatala ayrılmış, sonra bu çatallar farklı noktalarda yeniden melezleniyor, ana klasörün içindeki bu klasörü şurdaki şu klasörden aktarıyorum ama öbür klasörü şu tarihte yedeklenmiş bu klasörden aktarmışım, her yerde herşey var mı, birbiriyle uyumlu mu, tüm bu versiyonların hepsi günün birinde birden lazım olacak olan o dosyayı içeriyor mu...

tek bir bilgisayarla ve yedeklemek için de dvd'ler ile çalışırken enformasyon hala kontrol altında tutulabiliyordu. organize edilebiliyordu. ben de inançla her şeyi kontrol altında tutuyordum. bir düzenim vardı.

şimdi çeşit çeşit bilgisayar, depolama aygıtı ve internet ortamında paralel biçimde çalıştığımız ve afallatıcı boyutta bir enformasyon akıntısının kenarında tutunmaya uğraştığımız bu günlerde, işleri kontrol altında tutmaya adanmış o gülünç düzen arşivimde sürekli karşıma çıkıyor. ama gelip geçen enformasyon miktar olarak bir kritik eşiği geçtikten sonra organize edilmeye dirençli hale geliyor. orda ucunu bırakıyoruz. ucunu bıraktığımız an.

Hiç yorum yok: