2 Ağustos 2011 Salı

"the unexpectedly relevant solution"

"For me creativity is, you know, finding solutions for all these things
that are contrary, and the wrong type of creativity is that you just
forget about the fact that sometimes it rains, you forget that sometimes
there are many people, and you just make beautiful stairs from
the one idea you have in your head. This is not creativity, it is fake
creativity."
(Lawson 1994)
[lawson, 2005, how designers think]

doğrusu yeni, farklı, bazen tuhaf olanı, tasarımda, seviyorum. (lawson da, yeni olan bir çok zaman tuhaftır, diyor.) mimarlığa dair ilginç ve yeni sözleri, önermeleri ve bunların ifade edilmesindeki yenilikleri de önemsiyorum. ama ayrıca yukarıdaki hertzberger alıntısı da içimde bir teli titretiyor. yetenekli tasarımcılarda sıklıkla problemin ve mimarlığın önemli yönlerini görmezden gelme tavrını görürsünüz. iyi tasarım yapmak için temel taktikleri sorunları çözmemek, görmezden gelmektir. bu tavır genelde takdir edilir. az çoktur. iyi görünen iyidir. olabildiğince çok sorunu çözmeye, ya da kısıtları uygun bir dengede uzlaştırmaya çalışmak iyi tasarımla sonuçlanmayabilecek tehlikeli bir yoldur. tabii, hangi bağlamda tasarladığınıza bağlı olarak bu tavır geçerli ya da geçersiz görülebilir. tasarlama tavırlarının yorumlanması ve eleştirilmesinde de bağlama sıkı sıkıya bağlı kalmak gerekiyor. ve unutmamak lazım:

These comments from Hertzberger suggests that we must be
careful to draw the distinction between originality and creativity in
design. In the competitive and sometimes rather commercial world
of design, the novel and startlingly different can sometimes stand
out and be acclaimed purely for that reason. But being creative in
design is not purely or even necessarily a matter of being original.
[lawson, 2005, how designers think, p153]

bir mimarlık yarışması, binanızı, inşa edilmek üzere seçtirmeye çalıştığınız bir fırsat olabilir. ve yeni bir söz söylemeye çalıştığınız bir alan olarak da yorumlanabilir. her projenin değerlendirilmesi de kendine has olmalı. muhtemelen yeni söz söyleyen ya da sadece güzel olmak üzere tasarlanmış bir proje inşa edilmek üzere seçilmeyecek. ve muhtemelen o projede ihmal edilmiş o kadar çok mesele olacak ki, bu tavır haklı olacak. ama yine de ödüllendirilebilir. böylece mimarlık ortamında tartışılması sağlanabilir.

ülkemizde mimarlık yarışması jürilerinin performansı tasarımcıların performansının epiy gerisinde kalmış durumda. kararlar ve raporlar kimseyi tatmin etmiyor. bunun tek sebebi mesleğin doğası gereği tartışmaya açık olması değil. seçimler gerçekten kötü, raporlar ve açıklamalar göstermelik.

bu en başta jürilerin değerlendirmeye ayırdıkları sürelerin darlığından (ya da gülünçlüğünden?) kaynaklanıyor. jüriler sanıyorum yarışma dosyasını okuduklarında kendilerini probleme vakıf olmuş sayıyorlar. ama bir tasarım problemine vakıf olmak, esasında onu çözmeye çalışırken, çözümler üzerinden, problemi çerçeveleyegelmektir. jüri problemi çözmeye çalışmayabilir. ama ilk andan itibaren sunulan projeleri, yani olası çözüm alternatiflerini detaylı biçimde inceleyerek de problemi anlamaya, kendisi için çerçevelemeye başlayabilir. malesef jüriler bu aşamayı atlıyor. önce projeleri eliyorlar. ondan sonra problemi incelemeye, anlamaya belki başlıyorlar. esasında ilk gün bir seçim ve eleme baskısı olmadan projeleri incelemeye ve tartışmaya ayrılmalı. sonra da 3-4 gün içinde aşama aşama ve en baştan detaylı biçimde inceleyerek projeler ödül grubuna doğru daraltılabilir. jüriler problemleri anlamadan ve projeleri incelemeden seçim yapıyorlar.

ve yaratıcılık da tam olarak anlaşılmıyor gibi. zor bir tasarım sorununa çözüm aramak her halükarda yaratıcı bir faaliyettir. yaratıcılık sadece yeni söz söylemek değildir. mimarlıkta her problem biricik olduğu için, her proje, çözümlerinde yeni bir yan barındırır. ayrıca 'yeni'yi 'iyi'ye eşitlememek gerek, çünkü şöyle bir bakış da var:

The product designer Richard Seymour considers good design
results from ‘the unexpectedly relevant solution not wackiness
parading as originality’ (Lawson 1994a). The famous architect, Robert
Venturi has said, for a designer, ‘it is better to be good than to be
original’ (Lawson 1994a). Hertzberger, Seymour and Venturi all
seem to be cautioning us against the recent trend to value the
purely original-looking design without testing it to see if it really
can fulfil the demands placed on it.
[lawson, 2005, how designers think, p154]

Hiç yorum yok: