7 Ocak 2011 Cuma

nedirniçinnasıl

güncel [temel] tasarım eğitiminin iki önemli ayağı var:

1. tasarıma has belirsiz ve değişken sorun - talep - durum alanlarında hareket etmeye yönelik tavırların geliştirilmesi.

2. bu hareketi mümkün kılacak tekniklerin edinilmesi - geliştirilmesi.

bu ikisine sayısız madde eklenebilir. genelde gerekli görülenler şunlar: spesifik tasarım alanlarına yönelik donanım ve pratik + toplumsal-kültürel-felsefi konulara yönelik farkındalık.

amaçlar her zaman böyle tariflenmiyor. ama sonuçta stüdyolarda bu bileşenleri öyle ya da böyle içerecek süreçler kurgulanıyor. ve tabii bu amaçlara yönelik olarak stüdyonun nasıl gelişeceği hala büyük ölçüde yürütücünün tavrına bağlı.

bu açılardan bakıldığında 3400'de işler iyi gidiyor olmalı. kötü gitmiyor. eksikler var. eksikler olur, olmaması mümkün değil zaten. sorun şu ki eksikleri gideremeyeceğiz. çoktan kemikleştik. değişime açık görünürken değişmeyen bir yapı kurulmuş gibi. zaten biz de kuşak olarak birinci sınıf stüdyosunda yapabileceklerimizin sınırlarını deneyimledik. iş bu ise, eyvallah, yürütüyoruz zorlanmadan. belki bizden sonraki kuşaklar artık?

tasarım eğitimcisi için schön'ün 'reflection in action' tarifi hala anlamlı. bu "educational design research" [bkz.] alanındaki gibi yöntemli bir kafa yorma anlamına gelmiyor. yine de gerekli. sadece üzerine düşünmek de yetmiyor. karşılaştırmak lazım. sonuçları karşılaştırmak da yetmez, süreçleri, stüdyo hiyerarşisini, ahlaki tavırları ve eğitim hedeflerini de karşılaştırmak lazım. zira yaptığını karşına alıp anlamaya çalışmadan, sonuçları üzerine kafa yormadan iş görme tarzını geliştirmek mümkün değil.

hedef profesyonel hayata yönelik eğitim vermek mi? meslek insanı yetiştirmek mi? spesifik bir disipline yönelik olarak çalışmak mı? daha genel bir tasarımcı tavrı yerleştirmek mi? yoksa mesela entelektüel yetiştirmek mi? stüdyonun amacı nedir?

mesela yürümek isteyene yollar göstermek olabilir mi? bir yere çekiştirmek yerine peşine takılmak olabilir mi? iş öğretmek yerine boş boş konuşmak olabilir mi?

[ed. böyle yazınca da slogan gibi oluyor. altı-boş. sormak kolay, eleştiri kolay, inşaya yönelik söz söylemek zor.]

Hiç yorum yok: