11 Aralık 2010 Cumartesi

bu okuldan bir cacık olmaz

>> bugün toplantı var dediler, gittik. hayaletler yılda bir kere 326'da toplanıyor. artık varolmayan bir anabilim dalının hayalet asistanları olarak duvar dibindeki ikinci sıra taburelere sıralandık. ve varolmayan anabilim dalının toplantısı anabilim dalı başkanı, saygıdeğer dekan, 16 öğretim üyesi 5 asistan ve 3 yeni asistanın katılımıyla başladı. okula girdim gireli 6 yıldır aksatılmadan söylenen aynı sözleri ve 6 yıldır alınamayan kararların bir karara varılamadan yeniden tartışılmasını dinledim. o esnada hocalardan biri de söz alıp 18 yıldır bunu tartışıyoruz dedi. hadise pek şık. ama kimse de şaşırmadı. gülümseyen bile olmadı galiba. [abartıyosun diyen olursa diye söyleyeyim, toplantı çıkışı hocama tekrar sordum, gerçekten 18 yıldır bu konuşuluyor mu diye, evet dedi.]

>> geçenlerde bölümümüzün ders planını ve seçme dersleri inceledim. %100 ingilizce eğitim veren bir paralel bölüm açıldı [aynı bölüm, aynı dersler, sadece tamamını ingilizce olanlar arasından seçerek mezun olman gerekiyor, yani aynı bölüm, sadece daha az ders seçeneği sunuyor. yeteri kadar ingilizce ders de yok zaten.] onun ders planına da baktım. şimdilik sadece ilk iki dönem belli zaten. [yakıştı! kervan yolda düzülür.] [o programın öss puanları odtü'yü geçti diyorlar? ["atma" demeyin dekan tv'ye çıktı övündü]] bir seri madde halinde bana saçma gelen kısımları yazdım. sonra yazdıklarım rahatsız edici derecede açık geldi, pornografik yani, yazmaktan vazgeçtim. sonra isyan ettim: "nasıl bir ortam bizim okulumuz ya? ne acayip bir ders planı var? nasıl güncellenemez?"

>> bu sorunun cevabını bugün aldım. üniversite senatosu bir dersin bırakın açılmasını, kapatılmasını bile çok zor kabul ediyormuş. yani bir ders açılıyor. evladiyelik. hocalardan hocalara geçiyor. bu arada dersin içeriği ister istemez değişecek, ama adı aynı. babam da "bizim zamanımızda ders kitapları böyle olurdu" diye anlatıyordu. şöyle oluyormuş, bir profesörün kitabı var, o, kitabını doçentine bırakıyor. doçent de kitabı güncelleyip kendi adıyla yayınına devam ediyor. sonra o da kendi doçentine bırakıyor. bizim dersler de böyle bir yaklaşımla yaşamlarına ilelebet devam ediyorlar. tabi sadece seçme ders listesinde.. gerçekteyse açılmıyorlar. yani zorunlu derslerin / ders planının güncellenmesini geçtim, seçme dersler bile kapatılamıyor, güncellenemiyor. ama o dersler 1-2 yılda eskiyor artık. hocalar üstlerinden dersleri atmak peşinde. sıkılmış, hocasından kendisine kalan aynı saçma dersi vermekten. ne öğrenci inanıyor ne kendisi inanıyor dersin güncelliğine. ama atamıyor üstünden.

>> okulun araştırma ve eğitim açısından ne halde olduğunu biz içerden biliyoruz, iyi durumda değil. iyi de, şimdi, archiprix ve mimed ödüllerinin sonuçları geldi. bizim okuldan öğrenciler orantısız ölçüde başarılı oldular [?] önceki yıllarda da okulumuzun bir ağırlığı oluyordu. taşkışla-entegre-et-tesislerinde geliştirilen yığınsal öğrenci işleme teknikleri bunun sebeplerinden biri olabilir. [aslında yıldız da bizim kadar kalabalık sanıyorum.] bunlar zaten öss'de üst dilimlerden geliyorlar, illa ki aralarından bazıları başarılı olacaklardır denebilir. [bu güzel bir istatistik ödevi olabilir.] yine de diyorum, bu kadar sıradışı başarı göstermek okulun eğitimi adına olumlu bir gösterge değil midir? [istatistik diyorum, belki tesadüftür?]

>> gösterge demişken, bir stüdyonun başarısı-başarısızlığı ölçülebilirse en azından bu o stüdyo ile ilgili söz söylemeyi mümkün kılar mı? belki tek stüdyo özelinde asla böyle bir ölçüm yapılamayacak. ama okulun genel stüdyo eğitimiyle...

>> birilerinin işinin veriyi toplamak, ham halde bir takım erişilebilir yerlere yığmak olması lazım diye düşünüyordum. mezunların ne yaptığını takip etmek mesela. kaçı çalışıyor, hangi işleri yapıyorlar.. itü bir mezun bilgi sistemi kurmuş: aslında amaçlarını [ve taktiklerini] incelerseniz fena düşünülmemiş. bir "elektronik camia" yaratıp bir yandan da kullanıcıların bilgilerini toplamayı amaçlıyorlar [gugılvari]. işler mi bilmem. [ben üye olmadım mesela.]

şöyle şeyler yazmışlar:
_İzinsiz olarak sistemde bulunan materyallerin kopyalanması, üretilmesi, yazılması, yüklenmesi ya da herhangi bir şekilde transfer edilmesi yasaktır. Kullanıcılar indirilebilir herhangi bir materyali bilgisayarlarına yalnızca kişisel kullanım için indirebilirler
_Sistemdeki bilgilerin reklam ya da politik amaçlı kullanılması yasaktır.

[peki bu veriye kim, nasıl ve hangi amaçlarla erişecek?]

>> ve tabii aslında öğrenci işlerinde öğrencilerin nerlerden, hangi çevrelerden geldikleri, okulda kaç yıl dolandıkları, alınan notların ortalamaları, kimin hangi ülkelere gidip geldiği, nerlerde yüksek öğrenime devam ettiği gibi pek çok bilginin bulunduğunu sanıyorum. bu verilerin de birileri farkına varmıştır herhalde artık.

>> okulumuza toplam kalite yönetimi, benchmarking gibi adını duyup kendisini tanımadığımız değerlendirme yöntemleri gelecekmiş [emrah öyle diyor.] bu da belki, o kadar fena bişey değildir hı? en azından, oligarşi yerine teknokrasi. yoksa, hakikaten bu okuldan bi cacık olmayacak. içim çok fena sıkılıyor bazen. sana ne değil mi aslında? ne güzel işin var. takma kafanı, işine bak. ama bunları düşününce içim sıkılıyor.

Hiç yorum yok: