10 Ekim 2010 Pazar

orda şimdi onu şöyle yani o

çok konuşmamak lazım zaten, enflasyon oluyor. neden böyle oldu? neden sürekli ne söylesem kendimle çelişiyorum? yani geçen yıl söylediğim bir sözle çelişsem sorun olmaz ne de olsa zaman geçmiş fikrim değişmiştir belki ama geçen dakika söylediğimi yalanlayıp durur oldum, dinlemiycim bundan sonra başkalarını, hak falan veriyorum herkesin haklı olduğu her hususu söylemime katmaklar oluyor o zaman diyalog oluyor diyalog iyi ama insanın kendi ağzından monolog çıkmalı değil mi efendim. hiç konuşmasam mı ama o da sıkıcı oluyor tabii çelişkilerini kucakla tabii o şekilde.. ama kucaklayamıyorum rahatsız oluyorum hayır biliyorum ufak nüans farkları üzerinden uzun uzadıya açıklamalar ile nasıl aslında kendimle çelişmemiştim gösterebilirim ama 1. öf 2. yalan ya galiba sanki, basbaya ağzımı açtım samimiyetle konuştum ama geçen dakika da samimiyetle konuştum.. bırakacağım stüdyo işlerini, beni baya yalancı çıkarıyor. kendimi bir kere bile tekrar etmemek ve her söylediğimi bir kainat yasası gibi sapasağlam ebediyete. ama bu işin bu kadar kişilere dayalı olmamasını. çocuklar orda ağlaşmaktalar bir daha patates yiyemeyen yiyemeyene, patates bitti mi şimdi sonuçsuz bence bitti diyeler bence bitmedi şimdi biz presizyon sunum sergi postprodüksiyon dedik mi, vallahi bitmedi, aman bırak onlar dedilerdi sen hıı dedin, hıı diyorsun, o zaman da onların ağızları yanağıma takıldı, 4 ağızdan konuşuyorum, bu. olmaz.

öğrenciler haklılar canlarım, bu yıl bir ebeveyn gibi bakıyorum, kuzularıım, hayat işte n'apıcaksınız, sabahlıyıcaksınız daha da sabahlıyıcaksınız ha kuzucuklarım, tepenizde de 1. hoca, 2. beğenmeyen surat, 3. ayar, 4. ödev: stüdyonun 4 kırbacı. hani iş çıkmamış? yoksa sabahlamadınız mı? sineği sıkacağa koyduk sıkıyoruz. sıkılıyorlar. nerden çıktı ya presizyon? neden düzeylerine uygun basit işler vermedik? neden sormadık kendilerine nasıllar diye? ben yorgunum onlar da yorgun ben onlara "kuzularıım" onlar bana "kuzuum", ben onların arasına inip şööyle bi[!!] enerji verecekmişim, sonra motor çalışıyor. bir yerdeki bir yanlışlık bir türlü çözülmüyor, doktoramdan sonra bu konuda doktora-ertesi yapacağım. çok çalışarak çalışmanın öteki ucuna ulaşacağım, orada da işte bir adam varmış, onunla bu meseleyi konuşacağım, arkadaşlarımız çalışıyorlarmış orda, bu meseleyi çözecekmişiz.

[onun dışında çocuklar sonsuz hızda öğrendiler. mevzuyu kavradılar yani. bundan sonra da hayatları çile-hayalkırıklığı-tatmin döngüsü. olur gider.]

Hiç yorum yok: