24 Temmuz 2010 Cumartesi

elle tutulur | tangible

burdaki hocamın sorusunu şimdi daha bir içime dokanaraktan değerlendiriyorum. bana diyordu ki, ilk günden beri, "bana söyler misin, sen ne yapmak istiyosun, sektörde, alanda ne gibi bir eksiklik gördün, sen bunla ilgili ne yapacaksın?" taşkışla'dan geldiğim halimle bu soru bende alerjik bir tepki üretiyordu (sektördeki eksiklik ve pragmatik çözüm önerileri ha?) ve tabi cevaplamaktan kaçıyordum. araştırmamın belirsizliği onlara riskli geliyordu bunu anlıyordum da, amaçların tanımlanmamışlığı ve genelliğiyle dertleri neydi tam anlamıyordum.

şimdi uygulamalı bilim alanlarına ait makaleleri okudukça ve kendim de yazıp konferanslara kabul ettirmeye çalıştıkça aslında o zaman soruyu tam olarak doğru anlamamış olduğumu görüyorum. soru inşaat sektörünün sorunlarını ele almak üzerinden formüle edilmiş olabilir ve bu haliyle sevimsiz çağrışımları var gerçekten ama aslında araştırmacı için başka bir açıdan hayati önemde: bilime yenilik getirme, yeni bir bakış ya da bilgi sunma, yeni bir yöntem geliştirme kriterini karşılamak açısından... araştırmacının esas varlık sebebi bu. araştırmacıyı meslek adamından, uygulamacıdan ayıran şey bu. temel faaliyeti de bu kriteri karşılayan çalışmalar yapıp yayınlamak. çalışmaya başlarken bu soruyu sormanın ne kadar etkili olabileceğini artık anlıyorum. ve sormamış olmanın ne denli tatsız sonuçlar doğurabileceğini de..

insan emeklerinin karşılığını alamadıkça ve vakit kaybettikçe bu "etkili olma" tavrına meylediyor. artık alerjik tepki gösteremiyorum. çünkü çok emek harcanıyor, çok zaman harcanıyor, çok moral harcanıyor, canım çıkıyor ve somut bir ürün ortaya koymayı tercih edeceğim artık. somut ürün de, yayın, yazılım, patent, proje.

"tell me, what kind of problem, or deficiency, have you detected at the sector, or at the discipline? and what will you offer, as remedy?" this was the question that caused allergic reactions all over my organism; and which i had been responding with mere silence. (deficiencies and remedies, eh? too pragmatic!) now it touches me in a rather different way.

well, yes, at first it's a boring question. but as soon as you start to interpret this will for effectiveness not in terms of professional practice, but rather as a kind of effectiveness in academic practices (i.e. publishing), the issue becomes quite touchy.

publishing seems to be the 'raison d'etre' for an academician. and if you want to publish, you have to offer a new and useful bit of knowledge. so first you have to develop that bit of knowledge; hence, the need to ask the above mentioned question from the very beginning of a study.

you get to appreciate the importance of this question better and better, especially when you loose huge amounts of time, effort and motivation; and achieve nothing in the end. too much effort, too much time... i'm not that arrogant anymore. let me be effective and pragmatic.

Hiç yorum yok: