25 Ekim 2009 Pazar

"information overload"

bu hafta bu haftalar ya da bu aylar ne kadar çok enformasyonu işlediğime inanamıyorum C++ ve STL çalışıyorum ama python da çalışıyorum ve aslında ikisini birlikte çalıştırmanın uygun yollarını öğrenmeye çalışıyorum ki Evolving Objects denen evrimsel hesaplama kütüphanesini bir opsiyon olarak deney ortamı arayüzüme ekleştirebileyim (önce EASEA arayüzünü biraz kurcalayayım dedimse de çalıştıramayınca bıraktım, bırak ben kendi arayüzümü kodlarım :]).. bu arayüzden ilk etapta maya'ya erişileceği için ilk başta çalışmakta olduğum mel'den maya-blender ortamına geçiş yapıyorum tabi maya'yı komut satırından çağırmak ve arkaplan modunda çalıştırmakla ilgili öğrenmem gereken biriki ufak detay var, aslında bunların hepsi araştırmanın kendinle kıyaslandığında önemsiz detaylar olarak görünüyor ama zaman alıyorlar işte, haritaladığım proje umut vadediyor ama çözülecek bir sürü mesele var, her neyse her niyeyse bir mola verip okulun etrafındaki mahallelerde şöyle bir turlarken projemin öteki kısımları aklımı doldurdular ve bir ufak grafik tasarım projesi için Processing'e de giriştim, sonrabu alt projecikin bir bileşeni için Context Free ile biraz oynadım daha sonra bunları ileride tekrar dönmek üzere bırakarak ek python kütüphanelerini araştırmaya giriştim, böylece geçen haftalarda cevap aradığım bir sorunu da çözüvermiş oldum, müthiş python kütüphaneleri var ve matematiksel ifadelerin grafiklerini çizmek ya da istatistiki grafikler yapmak için oldukça hızlı ve gelişmiş çözümler sunuyorlar, şimdi imaj manipülasyonu kütüphanelerini kurcalıyorum çünkü her ne kadar alana yaptığım hızlı pikelerle elimdeki projeyi kotaracak kadar sanki-algoritma ürettimse de bunların kodlanması hala zaman isteyen bir mesele ve daha gelişmiş jenerik modüllerin halihazırda elde olduğunu bilmek ferahlatıyor insanı, üç gün uğraşıp çoktan geliştirilmiş mevzuları kodlamak mı, yarım satır yazıp meseleyi çözmek mi? tabi bu ikinci seçeneği uygulayabilmek için insanın dokümentasyonlar, api referansları, komut dokümantasyonları, tutoriallar, instructionlar arasında uzun uzun dolanması gerekiyor, varsın gereksin, bütün bu dolanmaklar insanın elinde bir seri beceri bırakıyor sonuçta... EO'yu windows'ta çalıştıramıyordum ve bu aklımdaki ciddi problemlerden biri idi, tesadüfen Cygwin'e eriştim, niye bu kadar basit bir şeyden insana kimse bahsetmiyor, bahsetmiyor işte tentiküllerini her yana yaymazsan çözümler karşına çıkmıyor, sen de durmadan uzanıp her yanı yoklamaya başlıyorsun ve insan zihnini ortalığa fazla dağılmış gibi hissederken aslında bir sürü mevzuyu kafasına daha iyi yerleştirmeye başlıyor.. sonra tabi şu konferansa bu makaleye şu proje için önçalışma olarak derken bir seri proje haritalayıp duruyorsun, Freemind sağolsun (keşke aynı anda iki farklı haritayı çalışabilsek) bir yandan projeyi geliştirirken bir yandan da onu uygulamak için gerekli teknikleri araştırıp haritana ekliyorsun, yatmadan önce ve (binersen eğer) trende okuduğun metinleri itinayla databaselere ve başka haritalara yerleştirmeyi de unutmuyorsun, eğer dolanırken karşına çıkan bir konu haritana katılmayı hakediyorsa ilgili yere onları raptediyorsun ki kaybolmasınlar insan elindeki araştırmayı, o araştırmanın halihazırdaki bileşenini ya da onlan doğrudan ilgili olmayan hedeflerini ve heyecanlarını aynı anda kovalayıp duruyor.. o yüzden kendimi sepetlerle ilgili kitapları gigapedyadan indirirken buldum, elimde mukavva şeritler bir karmaşık bilgisayar modelinin olası topolojisini soruşturmak için sepetler dokuyordum, oradan parametrik tasarıma döneceğiz onun da tutorialları giriş kitapları çıkış kitapları ve forumları falan var tabi.. sonra kafan yoruluyor tamam artık çıkalım biraz başka bir şey yapalım tabi onun da kitabı var indiriyorsun ara sıra tekniklere gözatıyorsun o kitaplardan gidip birer birer çalışıyorsun sonra eskiden çalıştığın mevzular var onlar durmuyor ki onlarla ilgili aklına bişey geliyor ve onun kitabını indiriyosun bir blog maddesi yazıyorsun e tabi bir de bloglar var... sonra bu kadar çok şeyle uğraştığın için kafan sen uyurken de bunlarla meşgul kalıyor ve sabahları kendini erken erken bir nevi heyecanla gergin uyanmış buluyorsun adam gibi uykunu alamıyorsun işlenecek çok enformasyon var ve zihin asla rahatlamıyor uyurken bile tam gevşemediğinden olacak beden de tam dinlenemiyor ama bir yürüyüp geliyorsun ve tekrar işin başına oturuyorsun çünkü projen kaçıyor kolay lokmaları diğer araştırmacılar teker teker lüpletmekteler aklında bir seri basit fikir var, birbirlerine eklendiklerinde ilginç bir şey olacak, öngörebiliyorsun ama her biri basit, o yüzden orda burda yeni bir makalede birilerinin fikri uygulayıverdiğini ve fikrin sana göründüğünden bile kolay ve potansiyelli olduğunu görüyorsun, senin projenin özgünlük alanı sen bekledikçe daralıyor sonra bu mevzulara ayıracağın zaman azalıyor sonra uğraştığın şey çok heyecanlı ve eğlenceli, geliştirebilsen şöyle şöyle bir projenin nasıl sunulabileceğini hangi mecralardan yayınlanabileceğini düşünmeye geçiyorsun, sonra başka birşeyde aynı keyif ve heyecanı bulamıyorsun, oturuyorsun dokümentasyonların başına, bu projeyi kotarmak için hangi araçları kullanabilirim, aç haritanı, blogculuk için zaman yok zaman çok az bu hafta ne kadar hızlı geçti, ev de mi bulmam lazımdı, sonra sonra işim var şimdi, hava güneşli mi çıkayım yürüyeyim nasılsa kafan durmayacak yürümek çalışmak gibi başka bir modda... ilk geldiğimde "sessiz oda"daki konsantrayon beni korkutmuştu biraz, şimdi en beteri benim, öğle yemeğine inmeden kahve molası vermeden, geyiklere katılmadan ekrana kitlenmiş çalışıyorum. brörrrjeeeehhhhhhh (ve sağdan akar)

2 yorum:

gonulsuz arastirmaci dedi ki...

projede esasında çok iyi yol aldım... ama prototipin genel çerçevesini olabildiğince esnek biçimde geliştirip ileriye dönük öğrenmekleri ön plana aldığım için yakınlardaki konferans deadlinelarına anlamlı bir şey yetiştirmem mümkün olmayacak gibi... neyse, ben keyif aldığım yolda devam ediyorum.. belki birgün yayın da yapabilirim...

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.